Bebeklik depresyonu (Anaklitik depresyon); Yaşamın ilk yılları bebeğin bedensel ruhsal ve zihinsel yönlerden en hızlı geliştiği dönemlerdir. Bebek temel gereksinimlerinin doyurulmasına muhtaçtır. Bu ilişki sürecinde çocukta kendisine bakım verecek kişiye karşı derin bir bağlanım oluşur, bebeğin bu bağlanması kendisinin biyolojik olarak henüz yetersiz ve çaresiz olmasının kaçınılmaz sonucudur. Anne temasından yoksun çocuklarda; ilgisizlik, iştahsızlık, uyarılabilme yeteneğinde azalma, solukluk, düzensiz solunum, mide bağırsak bozuklukları gibi semptomlar gözlemlenebilir.

Kısa süreli anne yoksunluğu : Ağlamaları dindirilemeyen, yatıştırılamayan, susma sırasında yanına bir yaklaşacak olsa yeniden ağlamaya başlayan, yemek yemenin giderek azaldığı, kilo kaybının başladığı, fiziksel gelişimin durakladığı, kusma gibi dışa atımın direnc olduğu üzgün ve hüzünlü görünümün yaşanma sürecidir. Altı aydan sonra bebeklerin annelerinden  birden ayrılmaları ile ortaya çıkabildiği gözlemlenmiştir.

Uzun süreli anne yoksunluğu : Duygusal beslenmeden uzun süreli yoksun kalan çocuklar uyaranlara güç ve geç cevap verirler, çevreye ilgisizlik, oturdukları yerde sallanma,  kafa sallama ve vurma hareketleri çok sık görülür. Bunlar kendi kendilerini uyarma çabalarıdır, bedensel haz kaynaklarına sık başvururlar.

Yukarıda sayılan yakınmalardan çocuk sağlığı hastalıkları uzmanına giderek kurtulamıyorsanız,bu ihtimali de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz.

  • Çoğunlukla ruhsal problemler dönüşür ve bedensel hastalık görünümünde çözüm arar kendisine.
  • Medikal yardım ile geçici rahatlamalar yaşansa da problem kılık değiştirerek süreğenliğini devam ettirir.